Bir Ömürlük Görevin Bedeli: Polis Emeklilerinin Sessiz Çığlığı

Metin YILMAZ

balemder10@gmail.com

Bir Ömürlük Görevin Bedeli: Polis Emeklilerinin Sessiz Çığlığı

Görev başında geçirilen yıllar…
Her anıyla riskin, tehlikenin ve fedakârlığın iç içe geçtiği uzun bir yolculuk. Polis olmak, yalnızca bir meslek değil; yaşamın her anında devlete, millete ve insanlığa adanmış kutsal bir görevdir. Fakat ne yazık ki bu uzun yolculuğun sonunda emeklilik, çoğu emniyet mensubu için bir huzur dönemi değil, yeni bir mücadelenin başlangıcı olmaktadır.

Bugün, emekli polislerin maaşları onların yıllarca verdikleri emeği karşılamaktan uzaktır. Yaşam standartlarını sürdürmek şöyle dursun, çoğu zaman en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Birçok polis emeklisi, yıllarca gece gündüz görev yaptıktan sonra, emeklilik günlerinde yeniden çalışma zorunluluğu hissetmektedir. Bu durum, onların sadece ekonomik olarak değil, ruhsal olarak da yıpranmasına neden olmaktadır.

Polislik, yüksek stresin ve ağır sorumlulukların iç içe geçtiği bir meslektir. Günlük görevlerde yaşanan yoğun baskı, ilerleyen yıllarda bedende ve ruh dünyasında derin izler bırakmaktadır. Kalp-damar hastalıkları, uykusuzluk, psikolojik rahatsızlıklar… Hepsi bu mesleğin sessiz ama ağır bedelleridir. Emeklilikte bu sorunların daha da belirgin hale gelmesi, polis emeklilerinin hayatını adeta ikinci bir mücadeleye dönüştürmektedir. İşte bu nedenle, sağlık alanında özellikle tamamlayıcı sigorta ve destekleyici tedavi imkânlarının devlet tarafından sağlanması, bir lütuf değil, zorunluluktur.

Ancak sorun yalnızca ekonomik ya da sağlıkla sınırlı değildir. Bir diğer derin yara ise aile hayatında yaşanmaktadır. Meslek yaşamı boyunca nöbetler, ani görevler, uzun mesailer, aileden uzak geçirilen zamanlar… Bütün bunlar yıllar içerisinde telafisi zor bir kopukluğa dönüşmektedir. Emeklilikte bu kopukluğun daha da derinleşmesi, polis emeklilerini yalnızlığa itmektedir. Oysa onların en çok ihtiyaç duyduğu şey, hayatlarının geri kalanında huzurlu bir aile ortamı ve güçlü bir sosyal bağdır. Bu nedenle emekli polislerin aileleriyle birlikte katılabileceği sosyal etkinlikler, dayanışmayı artıracak kurumsal projeler ve sosyal destek mekanizmaları bir an önce hayata geçirilmelidir.

Unutulmamalıdır ki, emeklilik sadece çalışmanın sona ermesi değildir; yeni bir hayatın kapısıdır. Bu kapının ardında polis emeklilerinin hak ettikleri huzurlu yaşamı bulmaları, devletin ve toplumun en temel sorumluluğudur. Onların aktif sosyal hayatlarını sürdürebilecekleri dernekler, kulüpler ve çeşitli faaliyetler desteklenmeli; yıllarca halkın güvenliği için hayatını ortaya koymuş bu insanların onurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmalıdır.

Polis emeklilerinin sessiz çığlığını duymak, onların yalnızca geçmişte verdikleri emeklere bir teşekkür değil, aynı zamanda geleceğe dair bir borcun ödenmesidir. Bu insanlar, hayatlarının en güzel yıllarını devletin ve toplumun güvenliği için harcadılar. Şimdi ise devletimizin onlara sahip çıkma zamanıdır.

Sevgilerimle

Metin Yılmaz

balemder10@gmail.com

Geri dönüşlerinizi önemsiyoruz

Yazarın Diğer Yazıları

balemder10@gmail.com

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir