Bugün andıklarım, aslında bir ömür boyu bu toprakların kaderine yön vermiş değerlerin ta kendisi…

Yekta Güngör Özden, yalnızca anayasa mahkemesi başkanı olarak değil, cumhuriyetin ve Atatürk ilkelerinin en doğru tercümanı olarak tarihimize geçti. Onun duruşunda, sesinde ve kaleminde hep aynı sarsılmaz inanç vardır: cumhuriyet sonsuza dek yaşayacaktır.

Sevim Hanımı, Kız Teknik Öğretmen Okulun dan mezun olan Yurdusev Arığ sınıf arkadaşıdır. Ve ben Yekta Özden’den önce onunla tanıştım. Yurdum cıvıl cıvıl hareketli, Sevim Hanım da zarif bir hanım efendiydi.

Her ziyaretimde önze ziyaretimin azaldığını hatırlatır ve kısa bir sitemden sonra konu dönüp dolaşıp Sevim Hanım ve Yurdusev Arığ’a gelir.  Canım benim, Sevim Hanım ile nasıl tanıştıklarını öylesine içten, öylesine duygu dolu anlatır ki gözyaşlarını tutamaz. “Çok özlüyorum” derken sesi titrer, gözleri dolar, yaşını siler, ardından tebessümle eşine nasıl görüp, âşık olduğunun anısını hatırlar. İşte o anda insan fark ediyor ki bizler, almakta da, üzülmekte de, gülmekte de aynıyız. Hatıralar bazen kalbimizi yakıyor, bazen kahkahalarla içimizi ısıtıyor, bazen derin bir hüzne gömüyor.

Ama bir tek şeyden asla vazgeçmiyoruz, her şeyin ötesinde koruduğumuz bir tek değer var: Cumhuriyet ve Atatürk ilkeleri.

Yekta Güngör Özden’in ömrü, bu değerlere adanmış bir duruşun en canlı örneği. Onun yanında olmak, yalnızca bir büyüğü ziyaret etmek değil; Cumhuriyet’in nasıl yaşatıldığını, Atatürk’ün mirasının nasıl taşındığını görmek demek. Sevim Hanım’ın zarif hatıralarıyla birleşen bu büyük miras, bize bir kez daha gösteriyor ki: gerçek büyüklük, geride kalan eserlerde değil, yaşatılan değerlerde saklıdır.

Edebi Görüşü:
Yekta Güngör Özden’in edebi görüşü, tarih, Cumhuriyet sevdası ve insanî değerleri merkezine alır. Şiirlerinde ve denemelerinde sıkça milletin ortak belleğine, Atatürk’ün ideallerine, vicdan ve hukuka vurgu yapar. Bu yaklaşım, onun hem yargıç kimliğiyle hem de edebî kimliğiyle birbirini besleyen bir duruş sergilemesine yol açmıştır.

• Atatürk Şiirleri (1998): Doksan ozanın Atatürk için yazdığı şiirlerden oluşan bu derleme, bu konuda hazırlanmış kitaplar arasında en başarılısı olarak kabul edilir
• Tutsak Yürek (1981): Kendi şiirlerinden oluşan bu eser, yazarın duygusal dünyasını yansıtan önemli bir çalışmadır.
• Bir Gün Belki (1981): Şiirlerinden oluşan bu eser, yazarın edebi kariyerinde önemli bir yer tutar.

YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN’İN GÜFTE VE BESTE DÜNYASI

Yekta Güngör Özden, yalnızca hukukçu ve şair kimliğiyle değil, aynı zamanda Türk sanat müziği repertuarına kazandırdığı güfteleriyle de önemli bir sanatçıdır. Eserleri, hem edebi derinliği hem de müzikal zenginliğiyle dikkat çeker. Bu güfteler, Türk sanat müziği dünyasında saygın bir yer edinmiştir.

Özden’in güfteleri arasında “Geceler Getirir Düşünceleri” ve “Bir Işık Çağlayan İkinci Güneşimiz Atatürk’ün” gibi eserler öne çıkar. Bu eserler, hem sözleriyle hem de besteleriyle dinleyicilere derin duygular yaşatır.

Özden’in güfteleri, sadece edebi bir değer taşımakla kalmaz, aynı zamanda Türk sanat müziği repertuarında önemli bir yer tutar. Bu eserler, onun sanat dünyasına katkılarını ve Cumhuriyet’e olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne serer.

Sonuç olarak, Yekta Güngör Özden’in güfte ve beste dünyası, onun sanatçı kimliğini ve Cumhuriyet’e olan bağlılığını yansıtan önemli bir alandır. Eserleri, Türk sanat müziği repertuarında kalıcı bir yer edinmiş ve dinleyicilere derin duygular yaşatmış ve yaşatmaktadır. Yetiştirdiği iki güzel evladı kızı ve oğlu ile uzun ve sağlıklı yıllar diliyorum.