Sadi Yılmaz
sylmz3825@gmail.com
Yalan üstüne hayat kuranlar...
Yalanla kurulan bir hayat, çölde kurulmuş bir hayat gibidir. Uzaktan bakıldığında parıltılı, cazip, hatta kurtuluş gibi görünür, ama yaklaştıkça insanı susuz, çaresiz ve aldatılmış bırakır. Çünkü yalan hakikatin yerini tutmaz. Yalan bir süreliğine kandırır ama hiçbir zaman doyurmaz.
Yalan üstüne hayat kuranlar, aslında kendi cellatlarını kendileri seçmiş olurlar. Her söyledikleri yalan, bir gün boyunlarına dolanacak bir iptir. Çünkü yalan, sadece başkasını değil, önce sahibini esir eder. İnsan kendine ihanet ederek, kendi varlığını inkar ederek yaşayabilir mi?
Doğruluk bazen acıtır, gerçeği söylemek ise bedel ödetir. Ama o bedel, insanı hür kılar. Yalan ise konforlu bir hapishane benzer. İçinde süslü duvarlar ve sahte tebessümler vardır. Ama ruh orada çürür, güven orada biter.
Tarih de buna sahittir: Yalan üstüne imparatorluk kuranlar bile yıkılmış, doğrulukla dimdik duranlar unutulmamıştır. Firavunlar, Nemrutlar, sahte kahramanlar hepsi tarihin çöplüğüne gitmiştir. Ama hakikatin peşinden koşanlar, asırlara meydan okumuştur.
İnsanı insan yapan şey, makamı ve gücü değildir. İnsanı insan yapan sözüdür, ozudür, duruşudur. Bir insanın sözü güven vermiyorsa, o insan ne kadar büyük görünürse görünsün küçülmüştür. Çünkü güven kayboldu mu, bir daha kolay kolay geri gelmez.
Yalan üstüne hayat kuranlara acımak gerekir. Onlar kendi yıkımlarını hazırlarken farkında olmazlar. Bir gün gelir tüm maskeleri düşer, tüm oyunlar biter. Geriye sadece çıplak gerçekler kalır. Ve o zaman yalanla büyüttükleri dağ, kendi üstlerine yıkılır.
Geri dönüşlerinizi önemsiyoruz
Yazarın Diğer Yazıları
sylmz3825@gmail.com
Şununla paylaş: