Kanayan yaramız “Yolsuzluk”

Sadi Yılmaz

sylmz3825@gmail.com

Sevgili dostlar herkese merhaba, hep unutulan ve unutturulmaya çalışılan bir soruna dikkat çekmek istiyorum. Ülkemizde net bir sorun var, o da yolsuzluk ve rüşvet. Bu sorunun çözülebilmesi için birilerinin artık elini taşın altına koyma zamanı geldi ve geçiyor.

Sevgili dostlar; bu sorun çözülmeden yeniden seçim yapılsa ne olur, yapılmasa ne olur! Seçilmek isteyenlerin sorunun çözümü için en küçük bir söz verdiklerini yada herhangi bir miting de bu konudan bahsettiklerini duydunuz mu hiç? Ya da seçilenlerin yolsuzluğu engellemek ile ilgili küçük bir girişimde bulunduğunu gördünüz mü? Hayır göremezsiniz.

Türkiye de gerek bazı kurumları olsun, gerek özel şirketler olsun, hatta sevdiğimiz insanları seçerek çeşitli mevkilere çıkartmış olduğumuz insanlar olsun, bu konunun üzerine gitmekten niçin imtina ediyorlar? Bazı yüksek mevkilerde bulunan ve yosuzluk yapmayan, dürüst kişileri tenzih ederim. Üzerlerine alınmasınlar, benim sözüm yolsuzluk yapanlaradır.

Yolsuzluk yaparak aldıkları paraları pahalı eğlence mekânlarında günlerini gün ederek, yaşamlarını sürdüren soysuzları bu millet unutmayacaktır. İnsanlara eziyet eden, haklarını büyük bir iştahla yiyenler, gece yataklarında acaba nasıl rahat uyuyabiliyor. Pek çok yerde yolsuzluk almış başını yürümüşken, boş şeylerle neden uğraşıyoruz bunu anlamak mümkün değil.

Kolluk kuvvetlerinin bu kişileri yakalaması gerekirken, yakalanmalarına engel olunması ya da yakalanmaması için çaba gösterenler, acaba neye hizmet ediyorlar. Yüce mahkemelerin bu kişileri yargılaması gerekirken, yargılanmalarına engel olunması ve yargılanamamasının sebebi nedir? Çünkü o çarkın içinde kendileri de oldukları için engelleniyor.

Yolsuzluğun ve rüşvetin devam etmesinden biz vatandaş olarak rahatsız, yolsuzluk ve rüşvet artık üzeri kapanmayan kanayan yara haline gelmiştir. Yıllardır yolsuzlukların önüne bir türlü geçilemedi. Bunun tek sebebi, gelmiş geçmis hükümetlerin bu konuda başarısız olduklarıdır. Şu zamana kadarda önüne geçilemedi. Bu daha çok bireysel ahlaki, zaafiyet ve çürümüşlüğün acı bir göstergesidir.

Aile değerleri ve ahlaki yozlaşmanın önüne bir türlü geçilemiyor. Herkesin başına polis dikemezsin, adam kafasına koyduğu zaman bir yolunu bularak, yapmak istediğini zaten yapıyor. Bu diğer ülkelerde de var ama bizim gibi az gelişmiş ülkelerde daha fazla görülüyor. Bir yerde işiniz olsun muhtemeldir ki utanmadan, sıkılmadan açıktan rüşvet isteyen hainler olmuştur. Hele ki ɓazı kurum ve şiketlerde rüşvetin kitabı yazılıyor.

Ve diyorum ki!
Ne yaparsanız yapın, rüşvet ve yolsuzluk bitmez, cezaların caydırıcı olması gerekir. Bu da tamamen vicdan, insan kalitesiyle ilgilidir.

Geri dönüşlerinizi önemsiyoruz

Yazarın Diğer Yazıları

sylmz3825@gmail.com

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir