Skip to content

Sadi Yılmaz

sylmz3825@gmail.com

Fakir-fukaranın halini soran yok...

Bir ülkede fakirlik varsa onu yazmayana insan bile demem. Önce insan olmak lazım diyorum. İnsanlar fakir olmamalı. Bu ülkenin insanlari niye fakir olsun ki. Utanç verici bir durum değilmi? Birde yazarsanız insanlara bir şeyler söylüyorsanız, yalnız estetik değil, yazacağınız yoksulluk ve fakirliğin tepesine inmelidir. İşte o zaman hiçbir insan fakirliğe yok demez.

Ekonomiler bozulabilir, bazen tökezleyebilir burada mühim olan, bu kaostan ne kadar kişinin nasıl etkilendiği, özellikle hangi kesimin daha çok yara aldığıdır. Ceremesini dar gelirlilerin daha çok çektiği bir dönemdeyiz. Ülkede ekonomik çıkmaz yaşanıyorsa, birileri günden güne zengin olup mevki, makam basamaklarını çifter çifter çıkıyorsa, fakir-fukara habire iyice dibe çöküyorsa, burada zenginlerin ayaklarının altında ezilmelerindendir.

Zengin siyasiler fakir-fukarayı yok sayıp kendi hallerine odaklanıyorsa bunlardan ne köy olur ne kasaba. Halkın sesine sağır, yoksulluğuna kör, usulsüzlüğü ise görmezden gelenlere yuh olsun. Allah kimseye bu utancı yaşatmasın.

Yeri geldiğinde siyasetçinin de değişmesi gerekir. Bizler de daha çok sorgulamalıyız ki, sürekli bu yoksulluk halinin kader olarak devam etmesin. Açlık ve yoksulluk o kadar derinleşti ki sosyal yardımlar olmazsa olmazımız oldu. Ama yeterli mi, oda tartışılır. Sosyal yardımlar hiçbir partinin cebinden çıkmıyor. Sosyal yardımlar, devletin verdiği, sizin hakkı olan ve vergilerinizden kesilen şeylerdir.

Yetersiz beslenmenin öğrenme güçlüğüne de neden olduğunu biliyoruz. Fakir bir evde büyüyen çocuğun bu çarktan kurtulma şansı var mı bilemiyorum. Ömür boyu, yoksulluğa mahkum olduklarını görüyoruz. Ey siyasiler! Sizler zevki sefa içinde yaşarken, zavallı bu insanlar çocuklarına bir ayakkabı bile alamıyor. Bayram onların neyine!

Eskiden insanlar çalışmak için batıya giderdi ve memleketlerine dönüp rahat bir hayat sürerlerdi. Ama şimdilerde her yerde yoksulluk olduğu için köyüme gideyim, daha iyi geçinirim durumu ise ortadan kalmıştır. O yüzden bu yoksulluk dediğimiz şey budur. Çünkü hepimizin artık bir gelecek kaygısı var. Kendimizi artık güvencesiz, yalnız ve çaresiz hissediyoruz.

Taşıma su ile evin su ihtiyacını karşılayar mı dersin, fatura ödeyemediği için elektriksiz yaşayan mı dersin, çadırda ve barakada yaşamak zorunda kalan mı dersin. Yazıktır, günahtır bu ülkenin insanlarına.

Çamaşırı elinde yıkayan, komşusunun buzdolabını kullanan, market ve pazar çöplerinden beslenen, bebeğine bez bile alamayıp poşet bağlayan, içme suyu alamadığı için musluktan içen, çöpten kağıt toplamaya çıkmak durumunda kalan insanlarla iç içe beraberiz, ancak “birbirimizden habersiz yaşayan zavallı bir toplum haline geldik vesselam.”

Geri dönüşlerinizi önemsiyoruz

Yazarın Diğer Yazıları

sylmz3825@gmail.com

    e medya Ltd. Şti. /Ankara

    Paylaş
    Bağlantıyı kopyala