Benim en çok sevdiğim resmidir, bu güleç fotoğrafı!

Gözüm, ciğerim, aklım, fikrim, bütün bedenim ve ruhum, hep onun izindedir.

Bugünkü, “bana yetmeyen” seçimin sonucunun tohumları, onun devrimleri tarafından atılmıştır.

O’nun sayesinde, aklını kullanarak kendini biat kültüründen kurtarabilenlere borçluyuz, bugünü!

Bugün, “İslami Cumhuriyet” sevdalısı; dincilere ve ülkemizi bölme hayalindeki “Ayrılıkçı-Irkçı” kişilere ve arkalarındaki yedi düvele…

“Kendinize gelin,

Atatürk Cumhuriyetimize ve bölünmez Bütünlüğümüze ve de medeniyetimize sahip çıkabilecek insanlarımız vardır, Türkiye’mizde.

Adımlarınızı dikkatli atın” denilmiştir!

“Daha bitmedi, sonrası ve daha önemlileri ilerde sergilenecektir.” Denilmiştir!

Ve

Atamızdan emanet olan…

Ulusallığımızın, bölünmezliğimizin, Atatürk Cumhuriyetimizin, laikliğimizin, kadın haklarımızın, cinsiyet eşitliğimizin…

Evrensel adaletle bezenmiş, sosyal demokratik ve hukuk devletimizin bekçileri olduğumuz, dillendirilmiştir bugün.

Bizler Atatürk’ümüzün “Gençliğe Söylevini” ezbere bilen insanlarız.

Hangi olumsuz koşullar olursa olsun,

Atatürk’ün söylevindeki gençler onun devrimleri ile, yurdum insanını layık olduğu çağdaş uygarlıkların ötesine ulaştırmak için, muhtaç oldukları kuvvetin damarlarındaki asil kanda mevcut olduğunu bilmektedirler.

Atatürk’ün Söylev’indeki:

“… Muhafaza ve müdafaanın…” ilk adımıdır, bugün.

Yunan’ın Pontus’lu Megali İdeasına,

Ermenistan’ın doğu Anadolu hayaline,

ABD’nin ve Avrupa’nın “Irak ve Suriye ve de Anadolu Kürdistan’ı maskeli” enerji kaynaklarına çökme isteklerine,

Suriye’nin Hatay, Antep, Maraş hayallerine atılan bir tokattır, bugün!

Ve bu tokattan İstanbul Kanalı ile Katar da nasibini almıştır, bugün!

Ve

2002’den bu yana süregelen laiklik karşıtı, adaletsiz, liyakatsiz bir yönetime “one minute” denen bir gündür bugün!

Kutlu olsun!