Sadi Yılmaz
sylmz3825@gmail.com
İnsan çok, ama insanlık yok
İnsanlar artık vurdumduymaz olmuş ama farkında olan bile değiller. İnsanlar insanlığını yitirmiş, üç maymunu oynayan, kendilerine sunulan nimetleri aç gözlü bir şekilde sömürüyor. Katılır mısınız bilmem ama insanlar insanlığını kaybetti. Artık insanlar insanlık arıyor. O yüzdendir ki insanlık
kaldı mı ya diye sormadan geçemiyorum. Bence insan çok ama insanlık yok.
Bugün Filistin’de masum insanlar açlıktan ölüyor, bizler ise etin az pişmiş mi, yoksa orta pişmiş olmasına mı, patatesin çıtır olmasına mı, yoksa haşlanmış olmasına mı karar veremiyoruz. Aç insanları düşünmek bir yana, karnımızı nasıl duyururuz onun derdine düşmüşüz. Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer değil, kötü niyetli insanlar yüzünden ve bununla ilgili hiçbir şey yapmayan, sadece koltuklarını düşünen Arap krallar yüzünden yaşanıyor bugünkü durum.
Bizler evimizin küçük olmasından şikayet ederiz, ama sokakta yatan insanları da düşünmeliyiz. Öyle değil mi? Kendi çocuklarımız, en iyi okullarda okusun, tırnağına taş değmesin, saçlarının teline zarar gelmesin, ama başkalarının çocukları ölsün bize ne! Hani insandık? Bizim insanlığımız nerede kaldı? Bizler bu kadar rahatken, kulaklarımızı tıkayıp gözlerimizi kapatırken, bizim insanlığımız nerede kaldı diye düşünmeden edemiyorum.
İnsanlar ölmemek için kaçıyorlar; biz bizimle aynı dili aynı ülküyü paylaşmıyorlar diye geri dönüp öldürülmelerini istiyoruz. Bizler sokağın ortasında suçlu olsa bile insanın öldürülmesi fikrine karşıyken bize sığınan insanların sessiz bir şekilde kanları üstümüze bulaşmasın diye kendi ülkelerinde ölmesini istiyoruz. Bir köpeğin, bir canlının işkence edilerek öldürülmesine bile sesimizi çıkarmıyoruz, çıkarmıyoruz.
Peki neden? Öldürülen bir insan değil diye mi? Bağırırsak sesimiz kısılır diye mi? Sesimiz olmasa ne olur peki: bir şeyleri değiştiremeyeceksek, sesleri çıkmayanların sesi olamayacaksak. Bu sesimiz neden var, neden korkuyoruz? Bu insanlar neden korkuyor acaba? Kesilen çimler, sökülen ağaçlar, çıkarılan petroller, denizin dibinde bile yangın çıkarmayı beceren bizler değil miyiz.
İnsanlar beton yığınlarının arasına saklanıyor artık. Gökyüzüne uzanan gökdelenler yapılıyor. Bir bina daha, bir rezidans yapmak için, bir ağaç daha kes,
o da yetmedi ormanları yok et. Yok efendim öyle bir dünya. Neden sosyal medyada paylaştığımız aç insanlar, hasta insanlar, öldürülen hayvanlar, katledilen kadınlar, evsizler, yardım bekleyenler için harekete geçmiyoruz. Çıkarımız olmadığı için mi?
Ama ben şuna inanıyorum. Evet, kendi çıkarlarını düşünenler çok, ama bir o kadar da mazlumları düşünen insanlar var. Bana katılır mısınız bilmem?
Şununla paylaş: