Özden İlhan
Tepkilerimizi Kontrol Etmeyi Öğrenmeliyiz
“Dış etkenlerin üzerinde kontrolümüz yok, sadece tepkilerimizi kontrol edebiliriz.” – Bethius
Bu fikir Stoacı felsefenin bir parçasıdır. Stoacılar bireylerin dış olaylara karşı tepkilerini kontrol edebilmelerini ve bu sayede iç huzur ve mutluluğa ulaşabilmelerini savunurlar. Onlara göre insanlar dış etkenler üzerinde doğrudan kontrole sahip değildir ancak tepkilerini seçme gücüne sahiptirler. Bu nedenle içsel durumlarını kontrol etmeye odaklanmalı ve dış olaylara nasıl tepki vereceklerini dikkatle seçmelidirler.
Bu konuyla ilgili olarak Boethius’un “Felsefenin Tesellisi” adlı eserini inceleyebilirsiniz. Bu çalışmasında Boethius, bireylerin dış koşullar üzerinde sahip oldukları kontrol eksikliğini tartışıyor ve yalnızca kendi tepkilerini kontrol edebildiklerini vurguluyor. Orta Çağ’ın formülünde önemli bir yer tutan bu eser, insanın iç huzur ve mutluluğa nasıl kavuşabileceğini araştırıyor.
Bu, insanların dış sonuçlarını kendi durumlarını kontrol edemeyecekleri, ancak tepkilerini kontrol edebilecekleri gerçeğini ifade etmektedir. Bu konu, felsefe ve psikoloji gibi konularda sıklıkla tartışılan bir konudur.
İnsanlar, gelişmelerin ve olayların etkileri altında olabilirler, ancak nasıl tepki vereceklerini seçme özgürlüklerine sahiptirler.
Ani tepki vermek, bazen düşünmekten veya duygusal bir şekilde hareket etmek anlamında gelir. Bu tür tepkiler olabilir, ilişkiler olumsuz sonuçlanabilir ve olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, ani tepki kaybından birkaç saniye önce durmayı sürdürmek, sinir sistemimizi sakinleştirmek ve biraz daha sakin olmaya çalışmak önemlidir.
Tepkilerimizin kontrolünü kaybetmeden önce durumu objektif olarak değerlendirmeli, daha fazla araştırma yapmalı, bilgi aramalı ve açıklama talep etmeliyiz. Karşımızdaki kişinin bakış açısını anlamaya çalışmalı ve empati kurmaya çalışmalıyız.
En önemlisi de en sık yapılan hata olan dilimizi kontrol etmemiz gerekiyor. Dilimizi kontrol ederek olumsuz veya zararlı ifadelerden kaçınmalıyız. Kibar ve kapsayıcı bir dil kullanmak, daha mesafeli bir bakış açısıyla yanıt vermemizi sağlar. Duygusal veya saldırgan bir dil kullanmak, bağlantıyı daha da karmaşık hale getirebilir ve durumu daha da kötüleştirebilir.
Dürtüsel tepki vermek yerine, bu adımları izleyerek daha düşünceli ve örnek olacak şekilde yanıt verebilirsiniz. Her durum farklıdır ve herkesin tepki verme süreci farklılık gösterebilir. Bu nedenle kendinizi tanımanız ve duygusal kontrolünüzün ortaya çıkmasına izin vermeniz önemlidir. Dürtüsellik yerine düşünceye dayalı yanıt vermek iletişimi geliştirebilir, ilişkileri güçlendirebilir ve daha olumlu sonuçlar doğurabilir.
Farklı durumlara etkili bir şekilde yanıt verebilmek için kendi duygularımızı anlamak ve kabul etmek çok önemlidir. Düşüncelerimiz ve duygularımız üzerinde düşünmeye zaman ayırarak, dürtüsel tepkilerden kaçınabilir ve bunun yerine düşünceli yanıtları seçebiliriz. Bu sadece iletişim becerilerimizi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda başkalarıyla olan ilişkilerimizi de güçlendirir. Ayrıca dürtüsellik yerine rasyonel düşünceye dayalı yanıtlar vermek, yaşamın çeşitli yönlerinde daha olumlu sonuçlara yol açabilir.
Sonuç olarak, dış etkenler üzerinde doğrudan kontrolümüz olmayabilir, ancak tepkilerimizi kontrol etme gücümüz vardır.
Şununla paylaş: