Skip to content

Macit Gürbüz

Çek Çaynik’ten Bir Zavarka...

Yalova Belediyesi ‘Demlikten Fincana’ adlı bir sergi açtı.
Bir çay müptelası olarak büyük bir zevkle Kent Müzesindeki sergiyi gezdim dün.
Sergide çayın etimolojisi ve tarihçesi çok güzel anlatılmış.
Hayatımızın vazgeçilmezi çayın ortaya çıkışından, üretimine, üretiminden bardağa kadar tüm
yolculuğu tüm detayıyla anlatılmış.
Çok başarılı bir sergiydi.

BİTLİSLİLER İSTANBULLULARDAN ÖNCE ÇAY İÇİYORMUŞ
O coğrafyada uzun yıllar gazetecilik yapmama rağmen bugüne kadar hiç duymadığım ve duyduğumda
çok şaşırdığım bilgilere rastladım sergide.
Bunlardan belkide en önemlisi Evliya Çelebi’nin kitabından alınan bir anekdot.
Evliye Çelebi’ye Bitlis’te çay ikram ediliyor.
Çelebi şaşırıyor, çünkü İstanbul henüz çayı bilmiyor ve tanımıyor.
1711’de Şeyhülislam Damatzade Ebulhayr Ahmet Efendi bir çay risalesi yazıyor.
Demek ki Bitlisliler 1600’lerde çay içiyorlardı.
Bitlis’e haber için çok gitmişliğim vardır.
Damacana gibi bardakla çay içerler.
E hakları değil mi?
Payitaht’tan önce çay içiyorlarmış.

 

RUS ÇAYNİK’İ
Çay, 1638’de Moğolların Çar Mikhail’e hediye etmesi üzerine Rus kültürüne dahil olmuş.
Ruslar daha sonra Çinliler ile anlaşma imzalamış ve kürk ile çayı takas etmiş.
Serginin ‘Rus ve İran Kültüründe Çay ve Semaver’ adlı bölümünde çok tanıdık bir bilgi çıktı karşıma.
Bizim memlekette dem konulan üstteki küçük demliğe ‘çaynik’ denir.
Semaverin Rus kültüründen geldiğini biliyoruz.
Doğru ifadesi ‘Samovar’ imiş.
Ruslardan bize geçmiş ve ‘semaver’ olmuş.
Sıkı durun; Ruslar üstteki dem demliğine ‘Çhainik’ diyor.
Yani çaynik.
Çaynik denilen demlikte demlenen çay kişinin arzu ettiği koyulukta hazırlanıyor ve demli çaya Zavarka
deniyor.
Yani namuslu çay istiyorsanız Zavarka istemeniz gerekiyor.

ÇAYHANE DUVARINDAN
Osmanlı döneminde Hacı Reşit Ağa’nın İstanbul’daki çayhanesinin duvarına yazılan ve sergide yer
verilen Farsça bir dörtlüğe takıldı gözüm.
Malum çay İran kültüründe de önemli bir yer tutuyor.
Tebriz’in Türk çayhanelerinde çok çay içmişliğim vardır.
Dörtlük şöyle:
“Çay’u men hoşguvar-u şirin est
Çun leb’i lal’i yar rengin est”.
Türkçesi:
“Çayım güzel kokulu ve lezzetlidir
Çünkü sevgilinin lal dudağının rengindedir”.

O zaman çaynikten yarin lal rengi dudağı gibi kıpkırmızı bir zavarka çek ocakçı, unutalım her şeyi
demekten alıkoyamıyor insan kendini.

SERGİNİN BÜTÜN SİHRİNİ BOZMUŞ YAZIK!
Serginin afişine ‘gelin bir çayımızı için’ yazılmış, bu amaçla bir çay standı da kurulmuş.
Görevli, sergiyi gezen ziyaretçileri seyredip sıkılıyor, üstünü başını inceliyor ve uzaydan biri gelmiş gibi
bön bön bakıyor.
Yazık, serginin bütün sihrini bozmuş.
Belediye böylesi etkinliklerde görevlendireceği personelini çok iyi seçmeli.
Çay standında duran görevli buyurun bir bardak tavşan kanı çay ikram edelim der diye bekledim
ancak nafile.
Benim gibi çay delisi bir adama çaynikten bir zavarka ikram etse kötü mü olurdu?
Ha!
Ne dersiniz?

Geri dönüşlerinizi önemsiyoruz

Yazarın Diğer Yazıları

macit.gurbuz@gmail.com

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

    e medya Ltd. Şti. /Ankara

    Paylaş
    Bağlantıyı kopyala