geri dönüşlerinizi önemsiyoruz
Mustafa TANER
ZİBİLLİK
Çocukluğumda her evin bahçeye açılan giriş kapısında, hemen kapı kenarında “zibillik”(çöplük) vardı. O zamanlar belediyelere ait çöp bidonları yok, çöpçü Keffer dayı, sıkaveliyle* caddeleri bir aşağı bir yukarı süpürür dururdu.
Keffer dayı sokağa atılmış boş kibrit kutularının ön yüzündeki resimli kısmı koparıp, toplar; oğlu kel Hesso’yu akşam sevindirmek için şalvarının cebine atardı…
Evlerde kaybolan ufak tefek şeyler İçin “get zibilliğe bak!” ya da “anam sofra bezini tavuklar için zibilliğe çırptı” derlerdi…
Biz Tapucu İsmet’in, Terzi Laz Ferat’ın, Muhtar Sadettin’in zibilliğini karıştırır, atılmış işe yarar bir şey var mı? diye tavuk misali çöpleri karıştırır, özellikle kottik* boya kalem bulursak havalara uçardık.. Tavuklar eşinir durur, biz de onların işi bitince zibilliğe dalardık. Çocukluğumuzun tatlı meşgaleleriyle, köpeğimiz, kedimizle günlük oyunlar çıkarır, akşam güneşi gölgeleri dereye uzatınca Gurgure*nin suyunda kurbağa taşlardık…
Şimdi mutsuz ve tandır ekmeğine hasret, simite ağıt yakıyoruz…
Toprağıma selam olsun…
Sıkavel /yada Sekavel= Çalı süpürge
Kottik kalem = tutulamayacak kadar kısa kalmış, atık kalem
Gurgure = Gürültlü akan şelale
Şununla paylaş: