Skip to content

Mustafa TANER

Hoş Gelmişsen Hacı Murat!

 1967 yılında, yani yerli-milli otomobil “Anadol” dan beş yıl sonra, “Murat 124” piyasaya çıktı.

Türkiye’de insanlar büyük ilgi ve coşku ile sıraya girerek ve uzunca da bekleyerek 1500 TL ve taksitle Murat-124 sahibi olmaya başladı.

Ağrı şehrinde bu otoyu alma sırasına girmiş ve ilk sırayı alanlardan birisi; “Foter” lakaplı Mehmet Nuri Bulgan’dı. İlk alıcı olması ve tozlu caddelerde ilk görüntü vermesi nedeniyle Ağrı’lı araba sevdalıları arabaya “Foter 124” adını vermişlerdi.

 Daha sonra, Ağrı Acar palas otelinin yanındaki “Acar Taksi” de değişim başladı. Başta faytoncular, atlarını ve fayton arabalarını satıp, Murat taksi aldılar.

O dönem Boşik köyü faytoncuları kentin taksi durağında özel bir 124 filosu kurmuşlardı. At yemi, at bakımı, fayton tamiri, nal masrafı gibi eski sıkıntılar geride kalmıştı.

Halkın diline dolanmış ve mizah malzemesi haline gelmiş eski faytonculardan “Şeko” hala hınzır şakalara maruz kalmaya devam ediyordu.

Gençler, Şeko’nun peşinden,“-abe arkaya kamçı! Arkaya kamçı !” diye bağırınca, Şeko istemsiz olarak durup taksinin arkasına bakıyordu.

Artık hastalar, acilde ambulans olmadığı için, ticari taksi ile hastaneye kaldırılıyordu.

Faytoncular, taksi kullanmaya acemi oldukları için, yavaş ve bazen korna yerine açık camdan ıslık çalarak yayaları trafikte uyarırlardı..

Ehliyetler, Trafik polis müdürlüğü ve şoförler cemiyetince üç ayda bir veriliyordu.

Zaten trafik kontrol ve cezaları bu küçük kentte pek uygulanmıyordu, çünkü herkes bir birini tanıyordu.

O dönem ardı ardına Murat 124 taksi konulu gülmece hikâyeleri türemeye başlamıştı. Örneğin bunlardan birisi şöyleydi;

“Şeko” bir hastayı acile götürecektir.

Hasta sahibi, hastayı kan-ter içinde taşıyıp arka koltuğa yerleştirdikten sonra kendi de hastanın yanına otururken ayağındaki lastik ayakkabı yere düşer. O sırada taksi de hareket etmiştir.  Müşteri, taksi şoförü “Şeko” ya,

– Kardaş dur ayakkabı mi alayim hele! Deyince,

-Araba durmaz hemşerim, dönüşte seni almaya gelince ayakkabını bulur-getiririm” der.

Bunun gibi mizahi öyküler o günlerde sıkça anlatıldı.

İstedim ki, kendi mizahını kendi yaratan halkın bu güzelliğini gelecek kuşaklar da tatsın…

Nihayet, Hac farizesi için kendi aracıyla hacca giden hacılardan birinin, Murat 124 arabasına “Hacı Murat 124” adını koyduğu günleri de görmüştük.

Biraz da bunun etkisiyle Murat 124 gittikçe çoğalan bir ilgi görmeye başladı. Aracın ilk alıcıları ve Ağrı caddelerinde görünen simalar Kolonyacı İsmail Durak ve Hamamcı Hacı Niyazi Durak’ın çocukları, Mustafa, Hulusi, Şahmettin ile esnaflardan, Bakkal Bahri, Bakkal Cefo, Orloncu Orhan’dı..

Zamanla Murat 124 sevdası büyüdü, gelişti ve 124’çüler arabalarına, hemen plakanın üst tarafına çeşitli yazılar yazdırdılar;

– Aşk otosudur. Buyur!

– Geçme beni ezerim seni.

– İstediğin zaman, adres belli!

Gibi çeşitli yazı yazdırma talepleri sayesinde tabelacı Kenan Öntaş’a yeni bir ekmek kapısı açılmıştı.

geri dönüşlerinizi önemsiyoruz

Yazarın Diğer Yazıları

tanermustafa29@gmail.com

    e medya Ltd. Şti. /Ankara

    Paylaş
    Bağlantıyı kopyala