Skip to content

Sadi Yılmaz

sylmz3825@gmail.com

Eski günlerin, güzel insanları

Eski günler o güzel insanlarla güzelleşiyordu.
Şimdi ki gibi her şey bulunmazdı evlerde ama mutluyduk. Mesela her şeyi her zaman bulamazdın ama insanlarda sevgi ve saygı vardı. Misafir için daima taze yoğurt ve buğdayların içinde saklı yumurtalar olurdu. Gelen misafiri doyurmadan yollamazdı. Her evde, her zaman misafir için bir şeyler bulunurdu.

Tatlılar ve börekler yapılarak misafire ikram edilirdi.
Şimdiki gibi GDO’lu sebze ve meyveler yoktu. Her şeyin tadı vardı. Bir evde tavuk pişirilmiş ise 
kemiklerine kadar ağızda sıyrılırdı. Bakıyorum şimdi
çiftlik tavuklarının ne tadı var, ne de tuzu.
Rahmetli babam çoğu zaman eve somun ekmeği ve karpuzla gelirdi. Eve gelir gelmez, fırından yeni çıkmış sıcacık ekmeğe saldırırdık.

Domates, salatalık aldığı zaman kalın tuza sürerek yerdik. Bu günler özlenmez mi? Yediklerimizin ve içtiklerimizin bir tadı vardı. Tat alırdık, insanları da
gönüldendi. Birbirlerine borç verirlerdi, yanlış anlaşılmasın sakın dolar falan değil. Kenarda köşede biriktirdikleri Türk parasını verirlerdi. Elin ne
genişlerse o zaman verirsin derlerdi.
Tefeciler gibi değillerdi.

Üzülerek ifade ediyorum, simdi en yakın komşudan borç iste ya yok der,  ya da dolar, euro veririm der.
Sonra bu paralar zirve yapınca da ödemek bizler için zorlaşıyor. Öde ödeyebiliyorsan?
Mesela eskiden komşuluklarda çok güzeldi.
Akşamları yemekten sonra kapı önlerinde çaylar demlenir, gece yarılarına kadar hoş sohbetler yapılırdı.

Evde güzel bir yemek yapılsa bir tabak doldurulur
yandaki komşuya giderdi. Odunu, kömürü olmayan
yardımcı olunurdu. Nasıl özlenmez o eski günler, o güzel insanlar. Köylüler zahmetle topladıkları yumurtaları bizim mahallede satarlardı. Herkes
koşuşup satıcının başına toplanırdı. Ben satıcının
hiç bir zaman yumurtaları saydığını görmedim.
Kaç tane aldığını sorar ona göre parasını alırdı.
Bazen sorarlardı ona, niye saymıyorsun diye?
Saymam, çünkü sizlere karşı güvensizlik olur derdi.
Bazen yanlış sayıp fazla yumurta alanlar geri gelip fazla yumurtanın parası verirlerdi. İşte o günler o insanları özlüyorum. Samimiyeti, saygıyı ve sevgiyi özlüyorum. O günlerden, o insanlardan eser yok şimdi.

Şimdi hep birlikte apartmanlara hapsolduk. Sokağın, sokaktaki insanların,komşularımızın ve hatta o eski evlerimizi özler olduk. En önemlisi de,
eski güzel günlerimizin ve eski hayatların ne kadar güzel olduğunun farkına vardık. Ama bizler eski hayatımıza dönebilecek miyiz bilemiyorum.
Ancak bildiğim tek bir şey var, hayatlarımızın ne kadar ucuz olduğu, ölümün bizlere ne kadar yakın olduğudur. Gelin şimdi sizlerle, eski günlerimize geri gidelim. Bakalım eskilerde neler varmış ve
bizler eskilerin kıymetini gerçekten bilebilmişmiyiz.
Hayatımızdan neler kayıp gitmiş, hep birlikte bir bakalım.

İnsan o eski günleri özlüyor.
Eski sobaları, sıcaklıkları, bir halı etrafında toplanan o iyi insanları özlüyoruz. Eskide olsa, geçmişte de kalsa çok güzel günlerdi. Eski başkadır, eskimiş başkadır. Nice eskiler var ki, hiç eskimez. Yıllar ve
günler su gibi geçip gider, nerede o eski dertler, nerede sevinçler.

Eskisi gibi olmuyor şimdiki sevgiler. Kızlar sevdiği erkeğin elini tutmaya utanırdı, insanlarda utanma duygusu vardı. Erkek ise sevdiğinin gözlerine bile bakmaya kıyamazdı. Çocukken en uzun yolumuz bakkala kadardı. Büyüdükçe yollarımız uzadı.
“Biz çocukken” yollar bozuktu, arabalar bozuktu, musluklar bozuktu, ziller bozuktu, paralar bozuktu ama adamlar sağlamdı. “Adam gibi adamdılar”

Eskiden insanlar sevilir, eşyalar ise kullanılırdı.
Gün geldi eşyalar sevilir insanlar kullanılır oldu.
Eski insanlar birbirine ilaçtı. Günümüz insanı ise devasız bir dert! Biz eski zaman çocuklarıyız.
Varlığı da, yokluğu da biliriz, cefayı sonuna kadar çeker, vefayı fazlasıyla öderiz.

Eskiden çok paramız, lüks eşyalarımız yoktu, dolaplar dolusu giysimiz, ayakkabımız yoktu, telefonumuz,bilgisayarımız yoktu ama herkesin gözü, gönlü toktu. Komşuda cenaze olsa, en azından 3 gün sessiz kalıp, ayıp diye radyo açmayan insanlardık.
Biz ne ara, bu kadar kirlendik. İnsan kardeşiyle çoktur, kuvvetlidir. Belki renksiz bir dünyaydı, ama sevdalar gerçek sevdaydı. Sanki hayalle rüyaydı.

Bir gün daha ömürden eksildi.
Düşmüydü, hayalmiydi, çabucak geçti, sanki dün gibiydi. Nerelerden nerelere geldik, yaşadıkça neleri öğrendik. Ömür sayfasını bir bir çevirdik.

Nerede ah o eski günler. Acı, tatlı yaşananlar, kaybeden ve kazananlar. Kaybedilince arananlar.
Taşlı, tozlu ve topraklı yollar, kocaman gelen 
çıkmaz sokaklar. Eskide olsa, geçmişte de kalsa güzel günlerdi o güzelim günler. Eski başkadır, eskimiş başkadır.Nice eskiler var ki hiç eskimez.
Eski günler eski de olsa, eskide de kalsa her zaman güzel günler olarak kalacaktır.

Ve diyorum ki…
Eskiden mi güzeldi, yoksa eskiler mi güzeldi?
Yorum sizlerin.

Geri dönüşlerinizi önemsiyoruz

Yazarın Diğer Yazıları

sylmz3825@gmail.com

    e medya Ltd. Şti. /Ankara

    Paylaş
    Bağlantıyı kopyala