Skip to content

Sadi Yılmaz

sylmz3825@gmail.com

İnsanlar Çıldırmış...

“İnsan doğası asla düşünüldüğü kadar kötü değildir” ama bunu kötüye kullananların sayısı günümüzde hızla artmaya başladı.
Dışarı çıkıp temiz hava almak, güneşin doğuşunu seyrederken yürüyüş yapmak ve hayat üzerinde düşünmek her insanın hakkıdır.

Her biri bedava olan ve parayla almakta bile zorlandığımız şeylerden daha değerli olan tehlike ve kötülüklerden uzak bir yaşamdır.
Ama bazen sokağa çıkmak bile istemeyiz. Her sokağa çıktığımızda, bir ruh hastası ve uyuşturucu bağımlısı biriyle karşılaşma ihtimali içimizi karartır. Eğer akşam haberlerini izlemişsek daha da fazla tereddüt ederiz sokağa çıkarken. 

Alkollü olarak direksiyona geçen, hız yapıp makas atarak trafiği alt üst edenler.
Kırmızı ışıkta durduğunuzda aracınızın dibine kadar gelen ve sarı ışığın yanmasıyla bir saniye bile beklemeksizin klaksona yüklenenler.
Kapınızı pencerenizi yumruklayanlar. Dahası sinirini silah ve kesici alet kullanarak masum insanların canına kastedenler.
Trafiği kapatıp kendilerince eğlenenler.
Düğünde hangi amaca hizmet ettiğini bilmeden kurşun atıp insanların canına kastedenler.
Kadınlara, çocuklara hatta hayvanlara acımadan şiddet uygulayanlar. 

Bunlara artık dur demenin zamanı geldi ve geçiyor.
Bu insanlarla aynı topraklarda yaşamak, hatta aynı havayı solumak bile eziyet gibi gelir bazen bizlere. Peki, ne yapalım? Ağzımızın tadını bozmaktan başka çare yok mu gerçekten?

“İnsan doğası asla düşünüldüğü kadar asla kötü değildir. Başkalarını anlamanın yolu ise onun dünyasına girmek ve dünyayı onun gözleriyle görmekten geçer” ama zamanımızda bunu anlamayan topluma zararlı insanlar maalesef aramızda dolaşarak onun bunun canını yakıyorlar.

Bir insan durup dururken anlamsız şeyler yaparak sizi öfkelendiriyorsa bilin ki, onun bir sorunu vardır. Mesela, anormal davranış sergileyip yaşam enerjinizi tüketen bu insanların çoğunun düşünce ve zekâ  sorunu olduğunu da bilmeliyiz.
Birisi bizi kızdırdığında aslınca azıcık argo sayılan bir ifadeyi kullandığımızda, anında “Geri zekâlı!”
karşılığını alırız.

Her insana IQ testi yapılmıyor elbette, ama topluma zararlı insanların davranışlarına bakarak da bunu tahmin edebiliriz. Daha basit anlatmak gerekirse karşılaştığınız her yüz kişiden birisinde bu tür bir sorunun olduğunu fark ederiz. Dolayısıyla bir alışveriş merkezine girdiğinizde ya da trafiğe çıktığınızda hemen her seferinde bu gibi insanlara rastlama ihtimali yüksektir.

Alkol ve uyuşturucu bağımlısı kişiler, her zaman saldırgan ve yıkıcı davranışlarda bulunarak topluma zarar verirler. Bu kişilerin adalet önünde hesap
vermesi ve gereken en ağır cezayı almalarıdır. İnsanların canına, malına kasteden bu kişiler her ne hikmetse mahkemeye çıktıklarında her zaman serbest kalıyorlar. Yani bu mahlukatlar insanların duygu, arzu, istek ve beklentilerini umursamazlar. Bunun için de hak ettikleri caydırıcı cezalar almaları kanaatindeyim.

Anne-baba tarafından terk edilen, çocukluğunda aile içinde şiddete maruz kalan, anne şefkatinden uzak kalan, bakıcı ya da üvey anne tarafından çoğu kez sevgiden yoksun bir ortamda büyütülen bu çocukların suç işleme potansiyeli çok yüksektir 
Suça meyilli bu insanlar, ailede, iş ortamında ya da sokakta sergilediği bu tutumu, gittiği kurumlarda da sergilemeye devam ederler. Bağırıp çağırarak, vurup kırarak ilgiyi üstlerine çekmekten tuhaf bir haz alırlar. 

Toplumun yüzkaraları olarak gördüğmüz bu insanlar nice ailenin canını yakmış, ama yine de can yakmaya devamediyolar. Sinir bozucu olayların altında sadece kötülük ya da kötü karakterli insanların olduğunu unutmayalım.

 Ve diyorum ki…
“İtle dalaşmaktansa çalıyı dolaşmak,” daha iyidir. Ayrıca insanların başını beladan da uzak tutacaktır.

Geri dönüşlerinizi önemsiyoruz

Yazarın Diğer Yazıları

sylmz3825@gmail.com

    e medya Ltd. Şti. /Ankara

    Paylaş
    Bağlantıyı kopyala