Altılı masanın gizli ortakları FETÖ destekli HDP’nin yöneticileri sahaya indi. Altılı masa ile yapılan görüşmelerde kendilerine üç bakanlık vadedildiği bilgisini paylaştılar. HDP, seçimi kazanmaları durumunda istedikleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olduğunu ve karşılıklı görüşmelerin devam ettiğini, HDP’ye sadece bakanlık değil genel müdürlük ve başkanlıklar verilmesi konusunda anlaştıklarını söyleyerek diğer şartlarını da açıkladılar.

HDP, İçişleri, Dışişleri ve Maliye bakanlıklarının CHP’de olması, CHP kadroları Kılıçdaroğlu ile birlikte ABD’ye de yakın isimlerden oluşması, KHK’lı isimlerin yeni dönemde kritik görevlerde bulunmasını istedi. Bu da 14 Mayıs’ta bizlerin kaderini belirleyecek seçim öncesi, Atatürk’ün partisi CHP, PKK’nın güdümüne girdiğini gözler önüne seriyor. “Kılıçdaroğlu ise, HDP’nin terör ve tutum belgesine onay verdi.”

CHP’nin istikameti Kandil, İYİ Parti’nin pusulası ise açıkça Kandil ve Pensilvanya’yı gösteriyor. Cumhuriyet’i kuran partiden Cumhuriyet’i yıkmaya azmetmiş bir partiye dönüştüren Kılıçdaroğlu ve yönetimidir. Türk ve Türkiye düşmanları, buna boyun eğenler CHP yönetimi, “PKK’nın altılı masaya verdiği desteğin normal olduğunu” ileri sürüyor. Çünkü masanın altındaki gizli ortaklardan birisi de PKK’dır.

PKK’lı terörist Murat Karayılan, 14 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı değil, yüz yıllık Cumhuriyeti’de kaldıracağız. PKK’lıların bu çıkışına ne CHP’den ne de İYİ Parti’den hiçbir itiraz gelmedi. Rahatsız bile olmadılar. CHP ve İYİ Partinin PKK ve HDP’yle birlikteliği böylece tescillenmiş oldu. Kılıçdaroğlu demokrasiye ve hukuka cephe almıştır.

HDP’nin çatısı altında seçime girecek olan Yeşil Sol Parti, Öcalan canisine özgürlük, askeri operasyonları durdurma, çok dilli anayasa vaatlerinde bulundu. Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Partiden çıt çıkmadı. Bu suskunluk hayra alamet değil, bu suskunluk onayladıklarının işaretidir.

Kimi kandırıyorsunuz?
Bunlar kendilerini ne sanıyor? Bu itibarla zillet ittifakı Türk milleti için bir beka sorunudur. Milli güvenlik tehdididir. Milli birlik ve kardeşliğimize, iç huzur ve barış ortamımıza kurulmuş kanlı ve kalleş bir pusudur.

Kılıçdaroğlu, PKK’dan gelen destek açıklamaları karşısında neden sessiz kalıyor, benim terör örgütünün desteğine ihtiyacım yok demiyor?
Bu suskunluğu, Kılıçdaroğlu, Kandil’le acaba bir anlaşma mı yaptı.
İYİ Parti ittifak ortağının PKK güzellemeleri karşısında kafasını kuma gömerek niçin ses çıkarmıyor. Milliyetçilik söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan Meral Akşener ittifak ortağının PKK güzellemelerini duymazlıktan gelmesine bir anlam veremiyorum.

Hakkını teslim edelim, CHP’nin genel başkanı ve kimi yöneticileri bazen PYD terör örgütü için “terör örgütü değil”, PKK için “Kandil’de terörist yok” gibi çıkışlarda bulunup Türkiye’nin Afrin’deki PYD ve Kandil’deki PKK hedeflerine yönelik operasyonlarına karşı çıkarken zaman zaman da buna ters çıkışlar yapabilmekteler.

Ben şahsen eski CHP’yi de eleştirirdim. Askeri vesayetçiydi, tek tipçiydi, darbeciydi. Bu eleştirilerim bakidir, CHP bu konularda öz eleştiride bulunmuş bir parti değil ama eski CHP en azından vatanseverdi, bu noktada soru işaretleri doğurmayan bir partiydi. Yeni CHP ise tehlikeli bir yöne doğru savrulmuş gidiyor.

Hep belirttiğim gibi PKK’nın HDP’yi tükettiği, çıkış yolu aradığı bir anda, bu çıkış yolunun Cumhuriyet’in kurucu partisi olmamalı. Partinin gençlik teşkilatı dahil teşkilat kadrosunu örgüt emirlerine memur kıldı. Seçilmiş belediye başkanlarını örgüt hiyerarşisine bağladı. HDP, PKK ile ilişki içerisinde siyaset yapmanın asıl kaybedeninin örgüt değil parti olacağını en açık haliyle göstermiş bulunmaktadır.

Ve diyorum ki…
Seçimler kazanılır ya da kaybedilir ama yüzleşilmediği taktirde bu örtülü ilişki CHP’nin tarihinde kara bir leke bırakır.