SÖZÜN DEĞERİ SUSKUNLUĞUN BEDELİDİR.
Çok manidar bir sözdür:
“Bazen yukarıya düşeriz, bazen aşağıya çıkarız.” En çetin olanı da, emeğin yukarıya düşenler tarafından değerlendirildiği; kalitenin, saygınlığın ve özgür iradenin dibe vurdurulduğu bir sistemde mücadele etmektir. Söz dinletenler, sözü dinlenenler arttı; ama ehliyet, liyakat, adalet ve kalite sınıfta kaldı. Emek ve özgürlüğün, ilahi hikmette ve beşeri âlemde en yüce değer olduğu bilinciyle bu mücadeleyi verenlere saygılarımı iletiyorum.
Evet, “Akıl fukara, dil ukala, neylesin fakir fukara” sözü Anadolu irfanınındır.
Kolay değil; kahramanlık kahır ister, büyüklük hak edilmek!
Talimatla DEMOKRASİ,
Malumatla BİLGELİK,
Başkalarının doğurdukları ile KABADAYILIK,
Demagoji ile de ULULUK!
Olmuyor, olmuyor işte… Eşyanın tabiatı bu.
Tarihte yok böyle bir şey. Hem nereye kadar?
Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak…
Döl sizin değil.
Dil sizin ama,
Söz sizin değil.
Çünkü kafa sizin değil.
Alıştınız nasıl olsa;
TAŞ dereden,
SAPAN elden,
KUŞ Allah’tan,
ŞOV da sizden.
Bari haddinizi bilip, vicdanınızla tanışıp, merhametiniz olsaydı.
Ya yukarıda olmanız yetmiyor; esasen çok aşağıdasınız, biliyor musunuz?
İşte böyle… Hani Derviş’e sormuşlar:
“En zor şeylerden biri de SÖZ müdür?” diye.
Evet, demiş, anlatması da zor, anlaması da.
SÖZ’ ü söyleyen bu olursa?
Nasıl anlaşılır ve nasıl anlatılır ki?
Şununla paylaş: